TIR Savcıları daha sorgulanırken tutuklama kararı belliymiş!
Adalet Bakanlığı'nın, Adana’da mühimmat yüklü TIR’larla ilgili soruşturmayı yürüttükleri için 8 Mayıs’ta Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklanan savcılarla ilgili tutuklama kararını 7 Mayıs’ta istediği ortaya çıktı.
Bakanlığın, savcılar daha mahkemeye yeni çıkmışken ve haklarında verilen bir karar bulunmadığı halde tutuklama kararını talep etmesi, kararın önceden verildiğini ortaya koyuyor.
Adana’da mühimmat yüklü TIR’larla ilgili soruşturmayı yürüten savcılar Aziz Takçı, Özcan Şişman, Bekir Bozdağ ve Kenan İpek ile ilgili tutanak tutan Başsavcı Süleyman Bağrıyanık ve tutanağı işleme koyan Başsavcı vekili Ahmet Karaca ile Adana Alay Komutanı Özkan Çokay hakkında 6 Mayıs 2014’te HSYK Müfettişi Arif Sami Kaya’nın talebi ile Tarsus 2.Ağır Ceza Mahkemesi akşamüzeri yakalama kararı çıkarmıştı. Savcı Aziz Takçı Zonguldak’ta, Ahmet Karaca Gaziantep’te, Süleyman Bağrıyanık ise Antalya’da olduğu için sorgular savcıların bu illerden Tarsus’a gelmesinin beklenmesi ile 7 Mayıs 2014’de öğleden sonra yapılmaya başlandı. Savcıların ifadeleri 8 Mayıs günü tamamlandı. Savcılar 8 Mayıs sabahı yazılan müzekkerelerle cezaevine gönderildi.
8 Mayıs’taki tutuklama kararını “Adalet” Bakanlığı 7 Mayıs’ta istemiş
Ancak Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Müdürlüğü (İnsan Hakları Daire Başkanlığı) tarafından 64871687.3-10-2-2014 sayılı, “toplantı” konulu 7 Mayıs 2014 tarihli ve hakim Yurdagül Keskin imzalı talep yazısında savcılar tutuklanmadan bir gün önce tutuklama kararını istediği ortaya çıktı. Söz konusu yazı, savcılar hakkında HSYK Başmüfettişinin hazırladığı raporu kopyala yapıştır yaparak iddianameye dönüştürüp, “müebbet hapis” cezası istemi ile iddianame hazırlayan Başsavcı Mustafa Çelenk işleme konulması için İnfaz savcısı Ali Çağlarsu’yu görevlendirdi. Bakanlık yazısında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yetkileri ile yapılacak toplantı için sorgu zaptları ve tutuklama müzekkereleri istenirken, henüz savcıların sorgusunun sürdüğü 7 Mayıs’ta yazılan talimatın gereğinin 8 Mayıs’a kadar yerine getirilmesi istendi. Oysa savcılar 8 Mayıs günü tutuklanmıştı.
Söz konusu yazıda,
“11 Mayıs 2015 tarihinde bakanlığımız yetkilileri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yetkilileri arasında gerçekleştirilecek toplantı sebebiyle, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başmüfettişi tarafından yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında hakkında yakalama çıkarılan Cumhuriyet Savcıları Süleyman Bağrıyanık, Aziz Takçı, Özcan Şişman, Yaşar Kavalcıklıoğlu ve eski Adana İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Özkan Çokay hakkındaki tutuklamaya sevk yazıları, sorgu zaptları, yakalama müzekkereleri ve tutuklama müzekkerelerinin birer örneğinin 8 Mayıs 2015 tarihine kadar gönderilmesini rica ederim.” denildi.
Yazının akabinde savcılar hakkında “devlet sırrını ifşa” ve “hükümeti devirmeye teşebbüs” suçlamaları ile müebbet hapis isteyen Başsavcı Mustafa Çelenk tarafından işleme konulması talimatı verildi. Bakanlık yazısına “henüz savcıların tutuklanmasına ilişkin karar verilmediği” yönünde bir müzekkere yazmak yerine, bakanlığın talep yazısı ile ilgili infaz savcısına gereğinin yapılması talimatı vermesi de dikkat çekti. Zira Tarsus Başsavcısı Çelenk, belgeye göre, savcılar henüz sorguda iken bakanlık talimatının yerine getirilmesi için tutuklama kararı verilmeden infaz savcısını görevlendirdi.
AİHM Heyeti ile görüşme öncesi tutuklama: Zamanlama manidar
Diğer yandan bakanlığın Tarsus Başsavcılığından savcıların tutuklama müzekkereleri, sorgu zaptlarını istemesine gerekçe olarak 11 Mayıs’ta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yetkilileri ile görüşme gösterilmesi de dikkat çekti. Söz konusu tarihten önce Hakimler Mustafa Başer ve Metin Özçelik 1 Mayıs’ta tutuklanmış, karar uluslararası yargı camiasınca birçok kez kınanmıştı. AİHM yetkililerinin 11 Mayıs’ta Adalet Bakanlığı ile yapacağı görüşmede “yargısal faaliyetten” ötürü hakim savcı tutuklanması, TIR soruşturmasındaki iddialar ve 2802 sayılı yasanın 88.maddesinde ön görülen suçüstü hali yokken hakim savcıların tutuklanmayacağı, sorgulanamayacağı maddesinin ihlalinin gündeme gelmesi göz önünde alınarak tutuklama işleminin gerçekleştiği ihtimalini de ortaya çıkardı. Diğer yandan AİHM yetkililerin bakanlıktan görüşmeyi hangi tarihte, ne gerekçe ile istediği detayına ilişkin yazıda bir bilgiye yer verilmezken, Adalet Bakanlığının söz konusu talep yazısında AİHM yetkilileri ile görüşmede TIR savcılarına ilişkin tutuklama kararı ve sorgu zaptlarının istenmesi, HSYK Başmüfettişin de görüşme öncesi apar topar savcıların tutuklanmasını istemesinin bu görüşmede savunma olarak kullanmak üzere yapılan bir hamle olduğu ihtimalini de güçlendirdi.
Bakanlık yazısında Yaşar Kavalcıoğlu detayı dikkat çekti
Bakanlığın sorgu sürerken tutuklama kararını istediği yazıda, Kırıkhan Savcısı Yaşar Kavalcıoğlu’nun da hakkında yakalama kararı istenildiği vurgusu dikkat çekti. Zira HSYK Başmüfettişi Arif Sami Kaya, savcılarla ilgili tutuklama talep yazısında Yaşar Kavalcıoğlu’nun da adını geçirmiş, ancak Kavalcıoğlu Kırıkhan Savcısı olduğu için Tarsus’un değil, İskenderun Ağır Ceza Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile talep reddedilmişti. Söz konusu hata savcılarla ilgili HSYK Başmüfettişinin yakalama talep yazısının verildiği gün, savcılar hakkında tutuklama kararının da verileceğinin adeta itirafı niteliği taşıması dikkat çekti. Diğer yandan yine talep yazısında hakkında yakalama kararı çıkarılan eski Adana TMK.10.Maddesiyle Yetkili C.Başsavcı vekili Ahmet Karaca isminin yer almaması da göze battı.
Sorgu sürerken, cezaevleri aranmış, araçlar gelmiş, cezaevine götürecek ekip hazır bulundurulmuştu
Diğer yandan, 7 Mayıs’ta Tarsus 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nde savcıların sorgusu sürerken, gece yarısına yakın saatte Kurmay Albay Özkan Çokay’ı askeri cezaevine götürecek askerler, savcıları götürecek polisler adliyeye gelmişti. Ayrıca cezaevine götürecek araçlarda sorgu devam ederken hazır bulundurulmuş, infaz savcısının cezaevlerini arayarak yer ayrılmasını istediği de yine basına yansımıştı. O dönemde kararın önceden verildiği, söz konusu yargılamanın formalite olduğu eleştirileri de dillendirilmişti. Bakanlığının savcılığa 7 Mayıs’ta gönderdiği talimat yazısında 8 Mayıs’ta verilen tutuklama kararını istemesi ise bu eleştirilerin haklılığını ortaya çıkarırken, savcılar hakkında kararın önceden verildiğini de belgeledi.
Yargıtay 16.Ceza Dairesi dosyasında söz konusu yazışma mevcut ancak Yargıtay işlem yapmadı
Adalet Bakanlığının savcılar tutuklanmadan tutuklama müzekkerelerini istediği yazı, TIR savcılarının yargılandığı Yargıtay 16.Ceza Dairesindeki dosyaya da girdi. Ancak Yargıtay’da yargılamayı yapan heyet söz konusu belgeye rağmen bu talepte bulunanlarla ilgili suç duyurusunda bulunmadı. Diğer yandan ise Yargıtay Ceza Dairesinin bu taleple ilgili işlem yapmaması “dosyaları okumadıkları” bir soruyu da akıllara getirdi.
Savcılar “adalet beklemiyoruz, karar önceden verilmiş” demişti
TIR savcıları gerek Tarsus Ağır Ceza Mahkemesinde sorgulanırken, gerekse Yargıtay Ceza Dairesindeki yargılamalarında kendilerinin tutuklanmasına ilişkin kararın önceden verildiğini, adalet beklemediklerini, yargılama adı altında bir tiyatronun sergilendiğini ifade etmişlerdi.
İşte Bakanlığın savcılar tutuklanmadan 7 Mayıs’da istediği talep yazısı:

Tarsus Başsavcısı Mustafa Çelenk’in savcılar sorguda iken, sorgunun sürmesi ve henüz karar verilmemesine rağmen infaz savcısına bakanlığın yazısına cevap yazması için 7 Mayıs’daki görevlendirme yazısı….

Savcılar hakkında 8 Mayıs’ta Tarsus 2.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen tutuklama kararı sonrası 8 Mayıs’ta yazılan tutuklama müzekkereleri….



