Gazeteciler İdris Yılmaz ve Vildan Atmaca’nın avukatı: İfade özgürlüğü yargılama konusu yapılıyor!
Yaklaşık bir aydır Erdoğan’a “hakaret” ve “propaganda” suçlamasıyla cezaevinde tutuklu bulunan DİHA Muhabiri Vildan Atmaca ve JİNHA Muhabiri İdris Yılmaz’ın Avukatı Sabahattin Kaya, her iki gazetecinin durumuna ilişkin konuştu.
Her iki gazeteci için yapılan tahliye taleplerinin hukuki gerekçelerden uzak şekilde reddedildiğini ifade eden Kaya, her iki gazetecinin tutuklanmasının iç ve uluslararası hukuka aykırı olduğunun altını çizdi ve şunları söyledi:

“ Vildan ve İdris her ikisi de basın mensubudur, gazetecidir. Adı konulmamış bir savaşın yaşandığı bir coğrafyada halkın haber alma hakkını savunmak ve mesleklerini icra etmek için zor şartlarda görevlerini yerine getirmeye çalışmışlardır.
Türkiye’de yıllardır ideolojik bakışlarla, bir tarafın mağduriyeti dillendirilirken, diğer tarafın mağduriyeti görmezden geliniyor. Biz bunu yıllardır yaşadığımız için yadırgamıyoruz. Batıdaki gazetecilerin yaşadığı sorunlar daha çok dillendirilirken, doğudaki Kürt gazetecilerin sorunları geri plana itiliyor. Demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü, ifadeyi yayma hürriyeti gerek iç hukukta Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi içtihatları, yasalarla gerekse uluslararası hukukta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile güvence altına alınmışken dikkate alınmıyor.
Kürt kelimesi her şeyin önünde zihinlere tutsak edilmiş bir kavram olarak bazılarının zihinlerinde yer edinmiş. Bunu yaşadığımız onca olay olduğu için yadırgamıyoruz. Bu durum “Kendine Müslüman” kavramının “kendine sosyalist”, “kendine demokrat” versiyonu olarak karşımıza çıkıyor.
Vildan ve İdris zor koşullarda gazetecilik yapmaya çalışıyorlar ve emeklerinin karşılığını bulamadıkları gibi bir de cezalandırılıyorlar.
Yargıçlarda “Cumhurbaşkanı benim kutsalımdır” mantığı…
Van Erciş’te bir eve baskın düzenleniyor, söz konusu baskında üç vatandaş katlediliyor, her ikisi de bu durumu haber yapmak için olay yerine gidiyor. Katledilenlerin örgüt üyesi olduğu iddia ediliyor, ancak buna dair şu an bile yapılmış bir tespit yok. Haber yapmak istiyorlar ancak engelleniyorlar. Sonrasında çok geçmiş tarihlerde sosyal medyadaki paylaşımları ile ilgili dosyalar hazırlanıyor, davetiye ile çağrılmadıkları gibi 13 Kasım’da gözaltına alınıp, apar topar jet hızıyla tutuklanıyorlar. Oysa kendilerine isnat edilen suçlamaların Anayasa’da uluslararası hukukta karşılığı yok. İfade özgürlüğü ve eleştiri haklarını kullanıyorlar. Onları gözaltına alan kolluk, idarenin bir uzantısıdır. Kolluğun gözaltı kararından sonra, son dönemde “Cumhurbaşkanı benim kutsalımdır” mantığı ile hareket eden yargı mensupları onları tutukluyor. Aslında burada tutuklama kararı ile “Ey Cumhurbaşkanım bakın sizin için ne kadar çaba sarf ediyorum” yarışındalar.
“Aileleri cezaevi kapılarında çabalıyor, şaşkın ve üzgünler”
Diğer yandan yine gözaltı ve tutuklama sonrası kendileri hakkında iddianame yine aynı süratle hazırlanıp, yargılama için gün veriliyor. Vildan Atmaca’nın ilk duruşması “propaganda” suçlamasıyla 29 Aralık’ta, İdris Yılmaz’ın duruşması da “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla 18 Aralık’ta görülecek. Ayrıca yine kolluğun İdris hakkında “propaganda” suçlamasıyla yürüttüğü bir soruşturma var onunla ilgili iddianame henüz hazırlanmadı. Biz onların tutuklu kaldığı sürede sayısız tahliye talebinde bulunduk. Sabıkasızlar, gazeteciler dedik, ceza alsalar dahi alacakları cezanın üst sınırı tutukluluk hallerini gerektirmeyecek nitelikte bunun altını çizdik. İfade hürriyetine atıfta bulunduk. Eleştirinin hak olduğunu vurguladık. Ancak taleplerimiz her defasında reddedildi. Hukuki dilden uzak ret gerekçeleri ile karşılaştık. Gerekçeler arasında CMK 100 maddesinin 3-a fıkrasına atıf yapılıyor ve bu katalog suçlardan deniliyor. Oysa propaganda katalog suç değil. Aileleri Erciş’te yaşıyor. Cezaevi kapılarında çabalıyorlar, şaşkın ve üzgünler.
“JİTEM’i beraat ettiren yargı, ifade özgürlüğü hakkı bulunan gazetecileri tutsak ediyor”
Türkiye’de faili meçhuller, kundaklamalar, aydınların katledilmesi, politik cinayetler birçok konu zaman aşımına uğratıldı. JİTEM sanıkları Kürt halkına hakaret edercesine beraat ettirildi. Madımak, Maraş, Lice, Suruç, Ankara, Diyarbakır gibi birçok olay aydınlatılmadı. Bunlarda bu şekilde karar veren yargı, basın mensuplarının Anayasa ile güvence altına alınmış haklarını görmezden gelip tutsak ediyor.
Her iki gazetecinin tutuklanmasının ardından sınır tanımayan gazeteciler başta olmak üzere birkaç basın örgütü aradı. Bilgi aldı. Biz Vildan ve İdris’in yargılanacağı davada basın örgütlerinin de vatandaşların da desteğini bekliyoruz.
”