46 gün sonra serbest kalan Atmaca, “Yılmayacağım, gerçekleri yazmaya devam edeceğim”
Vildan
Atmaca: “Tahliye edildim ama sevinemiyorum, tüm meslektaşlarımın özgürlüğüne
kavuşmasını bekliyorum”
Haber takibi yaparken 13
Kasım’da gözaltına alınan, akabinde tutuklanan ve bugün Erciş Ağır Ceza
Mahkemesince tahliye edilen JİNHA Muhabiri Vildan Atmaca, yaşadıklarını anlattı.
Atmaca, yaşadıklarının
onu yıldırmayacağını, hak ihlallerini, yaşanan sorunları yazmaya devam
edeceğini söyledi. Gazetecilerin dayanışma içerisinde olması gerektiğini
vurgulayan Atmaca, içeride olduğu süreçte cezaevinde de birçok hak ihlaline
tanık olduğunu belirtti. Gazetecilerden gelen destek mesajları ve selamların
kendisine moral verdiğini söyledi.
Atmaca
şunları anlattı:
“Haber takibi yaparken,
yaşanan hak ihlalleri, hukuksuzlukları görmemizden rahatsız oldular. Gözaltına
aldılar, daha sonra hakkımızda farklı dosyalar ürettiler, tutuklama için
gerekçe yaptılar. Gerçekleri yansıtmamızdan, korktukları için tutuklandık.
Hakkımızda yürütülen soruşturmada, Ergenekon davalarında olduğu gibi önce kişiye
sonra delile gidildi. Bizlere, tamamen kurmaca suçlamalar yöneltildi.
“Savaş
politikaları, hak ihlalleri içeride de devam ediyor”
Van’da 15 kişilik bir
koğuşta kaldım. On metrelik iki katlı bir yerdi. 9 metre bir avlusu vardı.
Ancak şunu size söyleyebilirim. Dışarıda gördüğüm hak ihlallerinin cezaevinde
de devam ettiğine tanık oldum. 46 gün içeride kaldım. Özellikle devam eden
savaş politikalarının içerideki siyasi tutukluların üzerinde de sürdürüldüğünü,
çok fazla haksızlığa maruz kaldığını gördüm.
“Yaşadıklarım
beni yıldırmayacak, gerçekleri yazmaya devam edeceğim”
Yaşadıklarım beni
yıldırmayacak, burada ezilen halkların seslerini duyurmaya devam edeceğim.
Gazeteciliği bırakmayacağım. Devam edeceğim, kadınların sesi, katledilen
halkların sesi olmaya devam edeceğim. Sokağa çıkma yasakları, bebeklerin,
sivillerin katledilmesi, yaşanan tüm hukuksuzluk ortada iken böyle bir dönemde
bedel ödemek zorunda kalmak beni yıldırmayacağı gibi bunları haber yapmaktan,
gerçekleri yazmaktan elbette vazgeçmeyeceğim.
“Zor
şartlarda habercilik yapıyoruz”
Arkadaşlarımızdan birisi
heyecanlı diye tutuklanıyor, görev yaparken bir başka arkadaşımızın başına
silah dayanıyor, zor şartlarda ve insani olarak gördüklerinize, tanık
olduklarınıza dayanamayacağınız bir ortamda habercilik yapıyoruz. Cenevre
Sözleşmesinde bile savaş hakkı denilen bir madde var, ona dahi bağlı
kalınmıyor.
“Dayanışma
içerisinde olmalıyız”
Dışarıdaki gelişmeleri
gazete aboneliğimiz, izlememize izin verilen sınırlı sayıdaki haber kanalı
vasıtasıyla takip ettik. Tahliye oldum fakat, içeride birçok meslektaşım hala
tutuklu. Onlarında bir an önce özgürlüğüne kavuşmalarını istiyor, ümit
ediyorum. Cezaevindeyken, Can Dündar’ın, Erdem Gül’ün, Samanyolu yöneticilerin
ve diğer tutuklu meslektaşlarımın dayanışma ve selam mesajlarını aldım. Bu
gerçekten önemli. Biz gazeteciler dayanışma içerisinde olmalıyız. Serbest
kaldığım için sevinemiyorum, tutuklu meslektaşlarımın serbest kalmasını, burada
yaşanan hak ihlallerinin, sivil katliamlarının son bulmasını ümit ediyorum.
İdris Yılmaz ile ben 21
Ocak’ta yeniden hakim karşısına çıkacağız. O gün İdris’in de özgür kalmasını
umut ediyorum. Bu süreçte bana destek olan herkese teşekkür ediyorum.”