Yakub Saygılı: Savcı Uçar hakkında HSYK’ya defalarca suç duyusunda bulundum
17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını yürüten ve 1 Eylül’de “hükümeti devirmeye teşebbüs” suçlamasıyla gözaltına alınarak tutuklanan eski Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı, İçişleri Bakanlığı müfettişlerince hakkında yürütülen soruşturmaya 20 sayfalık dilekçe ile yanıt verdi. Saygılı, kendisi hakkında neden hep aynı müfettişlerin soruşturma yürüttüğünü, onlarca müfettiş varken, haklarında şikayette bulunduğu müfettişlerin soruşturmayı yürütemeyeceğini anlattı. 25 Aralık dosyasındaki izleme ve dinleme tapelerinin yer aldığı hard diskin incelenmeden kendilerinin buna dayanılarak tutuklandığını belirten Saygılı, savcı İsmail Uçar mahkemeyi yanılttı dedi. Saygılı, İsmail Uçar hakkında HSYK’ya birçok kez suç duyurusunda bulunduğunu bunların neticelenmediğini anlattı.
Saygılı’nın müfettişlere verdiği cevap yazısında açıklama bölümünde şu bilgiler yer aldı.
“Mülkiye müfettişi Turgay Alpman ve polis başmüfettişi Nevzat Yazıcı, hakkımda yürüttükleri farklı soruşturmalarda şahsımı defalarca meslekten ihraç etmiştir. Soruşturmalar sırasında yaptıkları hukuksuzluk sebebiyle hem adli hem de idari merciler nezdinde girişimde bulunup, suç duyurusu yaptım. Sizinle aramda hukuki anlamda uyuşmazlık ve husumet bulunmaktadır. Mülkiyede ve emniyette yüzlerceinlerce müfettiş boş boş otururken neden ısrarla siz görevlendiriliyorsunuz? Bu şikayetlerim ve davalarım sebebiyle sizin benim soruşturmamda objektif olmanız mümkün mü?
Yetkisine haddine bakmadan kolluğa, bir savcıyı gözaltına alma talimatı verebilen, istifa etmesine rağmen kamu uçağı ve kamu lojmanı kullandığına göre hala gölge bakan olan birine göbekten (özlük, sicil, atama vb) bağlı olduğuna göre bağımsızlıklarında bahsedilmesi hayalcilik olur.
Tarafsızlık ve bağımsızlık temel ilkedir. İkisinde de yoksunuz.
TALEP: Bu soruşturmanın yeni ve tarafsız müfettişlerce yapılmasını talep ediyorum
“ADİL YARGILAMA DEĞİL, KURULMUŞ BİR KUMPAS”
Açıklama: 17 Aralık 2013 tarihinde yaptığımız rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda, banyo liflerinin içerisindeki rüşvet paraları bile ortaya saçıldıktan 1 gün sonra görevden alındım. 2012-656 (25 Aralık) sayılı soruşturmanın fezlekeleri, C.Savcısının emriyle kendisi 15 Aralık 2015 tarihinde gönderilmişti. Fezleke henüz tamamlanmamıştı ancak savcının istediği evrede tam evrakları isteme hakkı vardır. 25 Aralık 2013’teki operasyon kararını da , kararın uygulanmamasını da basından takip ettim. 25 Aralık tarihinde kolluğa verilmiş operasyon talimatı veya hazırlığı, görevden alındığım 18 Aralık tarihine kadar tarafıma verilmemişti. Yani biz 25 Aralık tarihinde operasyon yapılacağını bilmiyorduk. Savcının da bildiğini ve planladığını sanmıyorum. Operasyonu, yürütmenin müdahaleleri ve dosyaya el koyma girişiminin tetiklediğini düşünüyorum. 18 Aralık’ta kesinlikle görevden alınacağını ve odasını toplayan bir müdürün 25 Aralık’ta operasyon planlaması hayatın akışına terstir.
Ocak 2014 tarihinde operasyonda görev alan personel tanık sıfatıyla C.Savcısı İsmail Uçar’a ifade vermiştir. İfadede tüm dinleme ve izleme delillerinin bir hard diskle birlikte savcıya teslim edildiği, savcının emri ile harddiskin şifrelendiği, şifreyi sadece savcının bildiği anlatılmıştır. 1 Eylül 2014 tarihinde emniyetteki ifademde 3 Eylül 2014 tarihindeki sorgumda ben de aynı şeyi yazılı olarak belirtmeme rağmen, 25 Mart 2015 tarihinde Bugün Gazetesi’nde önceki savcı Muammer Akkaş’ın yayınlanan söyleşisinde , kendisine şifrenin hala sorulmadığını gördük. Halbuki Savcı İsmail Uçar, 25 Aralık soruşturmasına takipsizlik vermişti. Bu takipsizlik kararı tam 30 sayfa dinleme ve tapelerde usulsüzlük yapıldığından bahsetmektedir. Savcının o 30 sayfada yazdığı her şey hayal ürünüdür. Yalan beyandır. Hala harddisk açılmamıştır. Hala delilleri gösterememiştir. Evrakta sahtecilik yapmıştır. Bu işlemi de Sulh Ceza Hakimini yanıltmayı amaçlamış, yanılmaya hazır bir hakim tarafından tutuklanmamı sağlamıştır. C.Savcısı ve tutuklayan hakim hakkında HSYK’ya suç duyurusunda bulunulmuştur. Sonucu beklenmektedir. Yani ortada adil olarak yargılama değil, kurulmuş bir kumpas vardır.
Cumhuriyet Savcısı, tutuklamaya sevk evrakında onlarca yalan beyanda bulunmuş, gerçeğe aykırı evrak tanzim etmiş ve hakimi kandırmayı amaçlamıştır. Harddiski açmadan açmış gibi tanzim etmesi bu yalanlardan sadece bir tanesidir. Tüm bu sebeplerle HSYK’na tarafımca 5 defa, avukatımca onlarca defa şikayette bulunulmuştur. Tüm bu sebeplerle ,
TALEP 1: Bu idari soruşturma, adli soruşturmanın sonunda yapılmalıdır. Gönümüzde de durdurulmalıdır. Çünkü ortada bir evrakta sahtecilik suçu vardır. Bu uyuşmazlık önce çözülmelidir. Ayrıca zaten hepimiz meslekten defalarca ihraç edildik. Mesleğe dönme şansımız yok. Olsa da dönme niyetimiz yok. Yani disiplin soruşturmasının adli soruşturmanın sonunu beklemesinin kamu açısından zararı bulunmaktadır.
ARZU YILDIZ